Hürriyet, 23 Ekim 2005
Türkiyeyi vicdani ret kavramıyla tanıştırdı
Savaş ÖZBEY
Yunan
ekolojistlerinden, Fransız pasifistlerine birçok kişi serbest kalması için
kampanya yürütüyor; New York, Londra, Venedikte onun için gösteriler
düzenleniyor. Avrupa Parlamentosunda da gündeme geldi. Irakta savaşmayı
reddeden ABDli Stephen Funk bile işin içinde. Peki Mehmet Tarhanın
serbest bırakılmasını niçin istiyorlar? Altı aydır hapisteki bu adam niye
açlık grevi yapıyor? İşte Türkiye için yeni bir kavram sayılabilecek
vicdani ret ve Mehmet Tarhanın hikayesi.
Mehmet Tarhan 28 yaşında bir savaş karşıtı. Şu anda Sivas 2. Sınıf Askeri
Cezaevinde yatıyor ve açlık grevi yapıyor. Suçu, kışlada toplu erat
önünde emre itaatsizlik ve daha 20 ay yatacak. Dosyası Askeri Yargıtayda.
Çıkacak sonuç belki de Türk hukuk sistemine yeni bir kavramın girmesine
neden olacak: Vicdani Ret.
Vicdani ret ile ilgili birçok Batı ülkesinde düzenleme var. Vicdani
retçilere askerlik hizmetlerine karşılık temizlik işçiliğinden
öğretmenliğe kadar başka yan görevler veriliyor. Türk hukuk sisteminde ise
vicdani ret düzenlemesi yok.
Yani ne hak, ne de suç olarak bir tanımı yapılmış. Tabii bu asker
olmayanlar için geçerli. Askerseniz ve ben vicdani retçiyim, askerlik
yapmak istemiyorum dediğinizde Askeri Ceza Yasası tarafından
cezalandırılıyorsunuz.
KİMDİR MEHMET TARHAN
Mehmet Tarhan veteriner, Sağlık Teknisyenliği mezunu. Editörlük yapıyor.
Bekar ve eşcinsel. Bundan dört yıl önce İnsan Hakları Derneğinde vicdani
retçi olduğunu açıkladı. Geçen nisan ayında İzmire gidene kadar da pek
bir sorun çıkmadı.
Bir kitap fuarı için gittiği İzmirde bakaya olduğu gerekçesiyle kaldığı
otelden alındı, Konak Askerlik Şubesi vasıtasıyla Tokat 48. Piyadi
Alayına götürüldü. Burada kendisine verilen asker kıyafetlerini giymeyi
reddetti. Hakkında tutanak tutuldu ve Sivas Askeri Mahkemesinde
tutuklanarak askeri cezaevine konuldu.
EŞCİNSELLİK MUAFİYETİNİ REDDETTİ
Avukatının anlattığına göre tutukluluk dönemi oldukça zor geçti. Diğer
mahkumlar, Tarhana içeride vatan haini gözüyle bakıyordu. Hatta
içlerinden bazılarının linç girişimine maruz kaldı, diğer tutukluların
yardımıyla kurtuldu. Uzun saçını ve sakalını kesmeyi reddettiği için de
birkaç kez hücreye konuldu. Sonunda saçı sakalı kesildi.
Protesto için açlık grevi yaptı. 28 gün boyunca da sürdürdü.
Bu arada davası sürerken tahliye oldu.
Tekrar Tokata getirildi. Öğrenilene göre, Tarhana eşcinsel olduğu için
eşcinsellik muayenesine girmesi ve alacağı raporla askerlikten muaf
kalması önerildi. Kabul etmedi.
Kıtaya geldiğinde ise sıra yine elbise giymeye geldi, tekrar reddetti,
hakkında ikinci dava açılıp, yine hapsedildi. Hapiste saçı tekrar zorla
kesildiği için şimdi yine açlık grevinde ve bu sefer askeri değil adli tıp
muayenesi istiyor.
VENEDİK, NEW YORK VE LONDRADA GÖSTERİ
Tarhan cephesinde tüm bunlar yaşanırken, aradan geçen altı ayda
yurtdışında da Mehmet Tarhan ismi savaş karşıtlarının simgesi haline
geldi. Yunan ekolojistlerinden, Fransız pasifistlerine herkes onun için
kampanya düzenliyor. Düzenlenen kampanyalarda cumhurbaşkanlığı,
başbakanlık, genelkurmay başkanlığı gibi kurumların faksları veriliyor,
mektup yollanması isteniyor.
Tarhan için şimdiye kadar Venedik, New York ve Londrada sokak gösterileri
düzenlendi. Son olarak 3 Ekimde, Avrupa Parlamentosunun Dış İlişkiler
Komisyonunun İnsan Hakları Altkomisyonunda Tarhanla ilgili bir soru
önergesi verildi ve komisyonda Tarhanın serbest kalması için hangi
önlemleri aldığı soruldu.
Bütün bunlara bir de Irakta görev yapmayı reddeden ilk Amerikan askeri
Stephen Funkun Tarhanı destekleyen açık bir mektubu eklenince mesele
hepten karmaşıklaştı. Herkesin bir nedenden karıştığı uluslararası bir
meseleye döndü.
DAVA AİHMYE GİDEBİLİR
Türkiyede Mehmet Tarhan için yürütülen kampanyalar İnsan Hakları
Derneği (İHD), Mazlum-Der ve Savaş Karşıtlarının öncülüğünde sürüyor. İHD
ve Mazlum-Der, Tarhanı destekleyen açıklamalar yaptı; oluşturulan Mehmet
Tarhanla Dayanışma İnisiyatifi ise 23 Nisanda Beyoğlunda bir dayanışma
partisi düzenledi.
Tarhanın davası şu anda temyiz için Askeri Yargıtayda. Avukatı Suna
Coşkun duruşmalı temyiz istedi, cevap bekleniyor. Yargıtaydan istediğini
alamazsa da konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) götüreceğini
söylüyor.
Zaten şimdilik gidişat da o yönde. Ve eğer AİHMden Tarhan lehine bir
karar çıkarsa o zaman Türkiyenin bu durumu yasalarında çözmesi gerekecek.
En azından kavramdan bahsedilerek hukuki bir netlik kazandırılacak.
VİCDANİ RET NE DEMEK
Vicdani retçi, dini, politik veya düşünsel nedenlerle askerlik yapmayı
ya da herhangi bir askeri hiyerarşi içinde bulunmayı reddeden kişilere
deniyor. Birçok AB ülkesi bu hakkı kabul etmiş durumda. Türkiyenin
vicdani ret hikayesi aslında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin bu konuyu
düzenleyen 4. maddesinin imzalandığı 1954e kadar gidiyor. Fakat bu
sorunla ilk tanışma 1990lı yıllarda Osman Murat Ülke davası ile oldu.
Gerçi ondan daha önce ve sonra Mehmet Bal, Halil Sav gibi vakalar vardı
ama Ülke aldığı iki yıl hapis cezasıyla en çok bilineniydi. Verilen
cezalar, eski Türk Ceza Kanununun halkı askerlikten soğutma suçunu
düzenleyen 155. maddesindendi. Ancak bir süredir kimse bu suçtan ceza
almıyor.
Hatta vicdani reddi savunmak serbest. Tabii eğer asker değilseniz. Eğer
askerseniz, o zaman Askeri Ceza Yasasına tabi oluyorsunuz. Bu yasanın 87.
ve 88. maddeleri emre itaatsizlik suçunu düzenliyor. İlki sadece
ittatsizliği, ikincisi ise toplu erat önünde itaatsizliği ki, bunun cezası
daha ağır. 87. madde iki yıla kadar hüküm öngörürken, 88. madde üç aydan
beş yıla kadar hüküm getiriyor. Vicdani retçi Mehmet Tarhan da, askeri
üniformasını giymeyi diğer arkadaşlarının önünde reddettiği için bu ikinci
maddeden iki yıl hüküm giydi.
home |